Osman Ulubaş İlköğretim Okulu Türkçe Bilgi Yeri
  24 Kasım Şiirleri
 

DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ

Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Bütün çiçekleri getirin buraya,
Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer
Bütün köy çocuklarını getirin buraya,
Son bir ders vereceğim onlara,
Son şarkımı söyleyeceğim,
Getirin, getirin… ve sonra öleceğim.
 
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum.
Kaderleri bana benzeyen,
Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları,
Geniş ovalarda kaybolur kokuları…
Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri,
Hepinizi, hepinizi istiyorum, gelin görün beni,
Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.
 
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Ben bir köy öğretmeniyim, bahçıvanım,
Ben bir bahçe suluyorum gönlümde,
Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden
Ne güller fışkırır çilelerinde,
Kandır, hayattır, emektir benim güllerim
Korkmadım, korkmuyorum ölümden,
Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.
 
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
En güzellerini saymadım çiçeklerin,
Çocukları, öğrencilerimi istiyorum
Yalnız ve çileli hayatımın çiçeklerini,
Köy okullarında açan, gizli ve sessiz,
O bakımsız ama kokusu eşsiz çiçek.
Kimse bilmeyecek seni, beni kimse bilmeyecek
Seni, beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek.
 
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Okulun duvarı çöktü altında kaldım,
Ama ben dünya üstündeyim, toprakta.

Yaz kış bir şey söyleyen sonsuz toprakta,
Çile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım.
Yurdumun çiçeklenmesi için, daima yaşadım,
Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.
Şimdi ustum, örtün beni, yatırın buraya,
 
Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini,
Bacımın suladığı fesleğenleri,
Köy çiçeklerinin hepsini, hepsini,
Avluların pembe entarili hatmisini,
Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın,
Aman Isparta güllerini de unutmayın,
Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum
Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum.
 
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Baharda Polatlı kırlarında açan,
Güz geldi mi Kop dağına göçen,
Yürükler yaylasında, Toroslarda eğleşen,
Muş ovasından, Ağrı eteğinden,
Gücenmesin, bütün yurt bahçelerinden
Çiçek getirin, örtün beni,
Eğin türkülerinin içine gömün beni.
 
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Ben mezarsız yaşamayı diliyorum,
Ölmemek istiyorum, yaşamak istiyorum,
Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,
Tarumar olmasın istiyorum, perişan olmasın,
Beni bilse bilse çiçekler bilir dostlarım,
Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim,
Çiçeklerde açar benim gizli arzularım.

Ceyhun Atuf KANSU

 


ÖĞRETMENİM

İlim irfanla coşarsın,
Engelleri hep aşarsın,
Daim ileri koşarsın,
Öğretmenim, öğretmenim.
***** *****
Çocuk çiçek sen arısın,
Sen vatana sevdalısın,
Milletin can damarısın,
Öğretmenim, öğretmenim.
***** *****
Köylerde körpe çiçekler,
Senin yollarını bekler,
Sen gidersen gülecekler,
Öğretmenim, öğretmenim.
***** *****
Doğuda sen, batıda sen,
Yelsin ılgıt ılgıt esen,
Cehaleti kökten kesen,
Öğretmenim, öğretmenim.
***** *****
Hem şehitsin, hem gazisin,
Hem kalemsin, hem yazısın,
Kurdun elinde kuzusun,
Öğretmenim, öğretmenim.
***** *****
Öğretmenler günü imiş,
Bakan şunu, şunu demiş,
Nice nutuklar dinlemiş,
Öğretmenim, öğretmenim.
***** *****
Boş laf karın doyurmuyor,
Feryadın hiç duyulmuyor,
Kitap bile alamıyor,
Öğretmenim,öğretmenim.
***** *****
Ankara’da kabortacı,
İstanbul’da işportacı,
Yine sen başımın tacı,
Öğretmenim, öğretmenim,
***** *****
Dili altın, sözü sedef,
Cehalati edersin def,
Kahpe PKK’ya hedef,
Öğretmenim, öğretmenim.
***** *****
İRFAN’ım öğretmen oldu,
Hem boşaldı hemi doldu,
Gazi oldu, şehit oldu,
Öğretmenim, öğretmenim. 
 
İrfan Şimşek
 

Beni Kandırmışsın Öğretmenim
   
Beni kandırmışsın öğretmenim
Hayat bana öğrettiğin gibi değilmiş
Çok zor geldi yaşamak bana
Çok zarar gördüm inan
Uyamadım öğretmenim
Uyamadım kurallara

Beni kandırmışsın öğretmenim
İnsan olmayı öğretmiştin
İnsan ol demiştin
Doğru değilmiş öğretmenim
Ben denedim yetmedi
Bana tokumlar ektirmiştin
Bitmedi
Bana fidanlar diktirmiştin
Tutmadı
Ahhh! öğretmenim

İki kere iki beşmiş öğretmenim
En yüksek dağ everest değilmiş
Atom parçalanmış, insanlar ölmüş
Uzaylılar gelir olmuş dünyaya
Her doğru biraz daha eğilmiş
Bana öğrettiklerin
Eskilerde kalmış öğretmenim

Sev demiştin öğretmenim
Her şeyi sev
Dağı, taşı
Otu, ağacı
İnsanı sev
Sevdim öğretmenim
Ben sevdikçe çirkinleştiler
Aşk gözümü kör etmişti sanki
Neden sonra gördüm öğretmenim

Yalandan uzak dur demiştin
Doğrudan şaşma
Doğru değişkenmiş öğretmenim
İnsanlardan insana
Çıkardan çıkara değişken
Sahi doğru nedir öğretmenim

Paylaş demiştin
Acıyı paylaş
Mutluluğu paylaş
Acı paylaştıkça küçülür
Mutluluk paylaştıkça büyür
Keşke demeseydin
Büyümedi öğretmenim

Bana konuşmayı öğretmiştin
İnsanlarla aynı dili konuşmadım
Anlaşamadım eskiyle de, yeniyle de,
Niye yanlış yaptın öğretmenim

Oku demiştin ne bulursan
Okudum hep okudum
Buda yanlış öğretmenim
Okumamışlar tutmuş köşe başlarını
Ağlama demiştin
Ağlamadım
Ama tutamaz oldum gözyaşlarımı

Bu vatan cennettir demiştin
Dağıyla, ovasıyla
Ne cenneti öğretmenim
Bir gün dağında insan ölür
Bir gün ovasında
Hiç kimse mutlu değil yuvasında
Bu ne biçim iş öğretmenim?

Dost ol demiş
Koy yüreğini ortaya
Sevenlerine gölge olsun demiştin
Ben dost oldum öğretmenim
Lakin dostlar yüreğimi çaldılar
Hala kayıp, arıyorum
Arıyorum öğretmenim

Çalışkan ol, ibadettir demiştin
Çalıştım öğretmenim
Sonra baktım yalnızım
Bir yalnış var bir yerde
Ya başkalarında öğretmenim
Ya sende, ya bende

İnan demiştin
Tüm kutsallıklara inan
İnandım, inancım tam öğretmenim
Yalnız inancımı kullananlar var
Sonra beni yargılayanlar
Her şeyi sahiplenenler var
Ya onlar, yaaa onlar öğretmenim

Bunca yanlışa rağmen
Hala yolundayım öğretmenim
Hala ayaktayım
Güven duygusunu sen vermiştin bana
Direnmeyi sen
Bakmayı sen öğretmiştin
Görmeyi sen
Herşeye rağmen sevmeyi sen
öğretmenim

SENİ NE KADAR ÖZLEDİM BİR BİLSEN....
 
Orhan Karakuş
 
 

Öğretmenim...
   
Kış' ım oldun,yaz' ım oldun
Gönül' deki saz'ım oldun
İlâç gibi,lâzım oldun
Öğretmenim,öğretmenim
Benim canım öğretmenim...


Başöğretmen ATA'mızdır
Hiç bitmeyen,sevdâ'mızdır
Gözlerin; yıldız,yıldız'dır
Öğretmenim,öğretmenim
Benim canım öğretmenim...


Vatan,bayrak,Türkiye'yi
Demokrasi,alfabe'yi
Sen öğrettin,herbir şey' i
Öğretmenim,öğretmenim
Benim canım öğretmenim...


Öğretmenler Günü bugün
Gülsün artık,nur' lu yüz' ün
Yakışmıyor,sana hüzün
Öğretmenim,öğretmenim
Benim canım öğretmenim...

Oktay Zerrin
 
 

Öğretmenler
   
Uygarlığın öncüleri
Öğretmenler öğretmenler
İlim irfan yolcuları
Öğretmenler öğretmenler

Cehalete savaş açan
Güneş gibi ışık saçan
Her insana kucak açan
Öğretmenler Öğretmenler

Her zorluğa göğüs geren
Yaramıza merhem süren
Mürşit olup ilim veren
Öğretmenler Öğretmenler

SAMİHİ’nin aydın yolu
Bahçelerin gonca gülü
İlimlerin bir sembolu
Öğretmenler Öğretmenler
 
Abdurrahman Tepe
 
 
 
Öğretmenim
   
Bana neler öğretmiştin
Unutmadım öğretmenim
Ama gel gör yine adam
Olamadım öğretmenim


Ezberledim hep dersini
Yaşattılar hep tersini
Mutluluğun adresini
Bulamadım öğretmenim


İnsanlığın adı para
Bu hayatın tadı para
Ne gerek var kitaplara
Anlamadım öğretmenim


Hani doğru bükülmezdi
Hani haklı ezilmezdi
Hani dağlar yıkılmazdı
Yıkıldım öğretmenim


Defter başka, kalem başka
Yaşadığım alem başka
Şöyle güzel, gerçek aşka
Düşemedim öğretmenim


Saygı dedim anlayan yok
Vefa dedim tanıyan yok
Dostluğu da bir bilen yok
Göremedim öğretmenim


Her şey yerli yerinde mi
Bütün sırlar derinde mi
Suç bende mi, evrende mi
Bilemedim öğretmenim


Sakın gitmesin ağrına
Bir hevesim yok yarına
Utanacımdan mezarına
Gelemedim öğretmenim
Affet beni öğretmenim
 
Ahmet Selçuk İlkan
 
 
 
Hayra Yor Öğretmenim
   
Gönül bahçenizde açan çiçekler
Her yana yayılmış, gör Öğretmenim.
Bundan böyle yine hep açacaklar
Bâzan açılmayan, var öğretmenim.

Bahçenizde karanfil var güller var
Her mevsim yeşeren nârin dallar var
Ötüşürken mest eden bülbüller var
Size imrenmemek, zor öğretmenim.

Beş altı yaşında tanıdık sizi
Büyümüş olsak da sevdiniz bizi
Tatil aylarında özleriz güzü
Ayrılık kâlplerde, kor öğretmenim.

Bizleri kollayıp kanat gerdiniz.
Almadınız, kendinizden verdiniz
Gergef gibi işlediniz, ördünüz
Sizsiz dünya bize, dar öğretmenim.

Bir heyecan ile başlamıştınız
Öğretmenliğe hemen alıştınız
Meslekde zirveyi bile aştınız
yuşukluk size, ar öğretmenim.

Öğretmenim, izinizden giderim
Size olan vefa borcum öderim
Ömrümce sizlere dua ederim
İnşallah cennete, gir öğretmenim.

Mahkemede âdil olan hâkimler
Hastanede şifâ veren hekimler
Tedrisinden geçen ama, her kimler
Yanılırsa hesap, sor öğretmenim.

Size hocam derken içim bambaşka
Sizler lâyıksınız gönülde köşke
Hakkınızı verse bakanlık keşke
Ek işlere dersin, dur! öğretmenim.

Durumlar iyi olacakmış güyâ
24 Kasımda olmazsa riyâ
Hersene görülür böyle çok rüyâ
Ne olur hayıra yor, öğretmenim.

Sizler birgün değil, hergün baş tacım
Okullarda dertlerime ilacım
Dillerinle şirin olur her acım
Sen de sıkıntını, ver öğretmenim.

Toplumda saygınız özel bir yerde
Ortaksınız bize sevinç kederde
Behlül’de helâllik istiyor burda
Öpeyim elini, ver öğretmenim

Mustafa Zincirkıran
 
Öğretmen
   
 

Hafta, biter azar, azar
Geçer cuma, gelir pazar.
Doğar beşik, ölür mezar,
Yüce insan öğretmendir.
Gel söyle inceden ince,
Anlayanlar olur yüce.
Gündüz gider, gelir gece,
Döner evren öğretmendir.
Sual ederlerse senden,
Söyle anlat,bunu den den.
Undan, denden öğütenden,
Bu değirmen öğretmendir.
Kâînatı hak yaratmış,
Adem'e hikmetikatmış.
Yap demiş dünyaya atmış.
Hak yaratan öğretmendir.
İnsanda oğuldan, kızdan.
Dağdan, ırmaktan, denizden
Aydan, güneşten, yıldızdan.
Seyret cihan öğretmendir.
Bunlar söyler neler,neler
Kuş ötüşür,hayvan meler.
Gökten uçar, dağı deler,
Bunu yapan öğretmendir.
Mevlüt İHSAN zaat ile,
Söyler yüzbin ispat ile.
İncil ile Tevrat ile.
Nur-u Kur'an öğretmendir.
 
Aşık Mevlüt İhsani
 
 
 
Öğretmendir
   
Öğretmendir bizi bize anlatan
Onun sesi semaları çınlatan
Sözleridir gönülleri parlatan
Yaptığı çabalar bizedir bize

Öğretmendir öğrenciyi seviyor
Hataları bir bakışta görüyor
O da insan gerekirse dövüyor
Sevmesi dövmesi bizedir bize

Öğretmendir çocuk olur çocukla
Yakışır mı korkutur mu hiç notla?
Fedakar o dost yapıyor kitapla
Tutturduğu notlar bizedir bize

Öğretmendir sevgi saygı aşılar
Anlatıyor genç veyahut yaşlılar
Hayat verir sarı siyah saçlılar
Sevgisi de saygısı da bizedir bize

Öğretmendir söz söyletip güldüren
Hayatı anlatıp yaşamayı bildiren
Her ülkeyi diyar diyar gezdiren
Dolaştırıp göstermesi bizedir bize

Öğretmendir sıralarda oturtur
Tartıp söyler söylediği doğrudur
Bilir herkes gittiği Hak yoludur
Sözleri en içten bizedir bize

Öğretmendir tarih fizik coğrafya
Diğer dersler felsefe ile kimya
Değerlidir saygı duyar tüm Dünya
Matematik edebiyat bizedir bize

Öğretmendir sayıp sevmek gerekir
Kederliysen dertli isen üzülür
Hep Bizimle gerçekle yüz yüzedir
Koşturması çoşturması bizedir bize

Öğretmendir işte bu şiiri yazdıran
Herbir çeşit problemi çözdüren
Anlatır öğretir söyler her telden
Yaptığı görevler inanın bizedir bize.
 
Mehmet Karlı
 
 
 
AHMET ÖĞRETMEN

Ben bir öğretmenim,
Kuş uçmaz, kervan geçmez dağ köylerinde,
Unutulmuş, garip vatan köşelerinde,
Bir ışık ararım, bir huzme ışık,
Yolumuzu aydınlatsın diye,
Işıl ışıl yanan çocuk gözlerinde.
Ben öğretmenim...

Ben bir öğretmenim,
Ben Ercişli Emrah,
Ben Karacaoğlan,
Ben Sivaslı Veyselim.
Elimde sazım,
Dolaşırım köy köy, şehir şehir.
Anadolu’nun tozlu yollarında,
Nasır bağlar ellerim, ayaklarım.
Efedir,Seymendir, Dadaş’ tır adım.
Serimde yiğitlik vardır benim.
Horon teper, halay çeker, bar tutarım.
Yurdumun her köşesinde,
Sevgiye susamış gönüllerde,
İnanın, inanın hep ben varım.
Ben öğretmenim...

Ben bir öğretmenim,
Ahmedimin, Mehmedimin bakışında,
Ayşemin, Fatmamın gülüşünde,
Nazlı nazlı akan sevgi pınarından,
Kana kana içerim.
Ben öğretmenim...

Ben bir öğretmenim,
Ben bir bahçivan,
Bütün ülke bahçem,
Çiçeklerim bir başka açar benim.
Papatyam, menekşem, al gülüm,
Sevgi kokar buram buram,
Kır çiçeğim, kardelenim, mor sümbülüm.
Gözlerim ufuklara dalar,
Bakışlarım çocuklarda odaklaşır.
Onlarda ülkemin geleceğini görürüm.
Ben Öğretmenim...


Ben bir öğretmenim,
Ben Mevlana,
Ben Hacı Bektaş,
Ben Yunus Emre’ yim.
Ben Yesevi dergâhının çeşmesiyim.
Oluklarımdan barış akar benim.
İlmek ilmek sevgi işlerim gönüllere,
Nakış nakış Anadolu kilimleri.
Ben aynı kilimin deseniyim.
Ben öğretmenim...

Ben bir öğretmenim,
Dostum aydınlık,cehalettir düşmanım.
Keremce sevdalarım var benim.
Karanlık çöl olsa, Mecnun olur geçerim.
Cehalet derya olsa kurutur,
Dağ olsa Ferhat gibi delerim.
Ben öğretmenim...

Ben bir öğretmenim,
Ben Anadolu’ yum.
Ben aydınlık bir çağ,
Ben ay yıldızlı bayrağım.
Rüzgârlar estikçe türkü söyler sesim.
Türkülerim sevda üstünedir benim.
Türkü türkü,Türk ü söylerim.
Ben öğretmenim...

Ben bir öğretmenim,
Ben Altaylar’ da Oğuzeli,
Ben Kafkasların ılık yeli,
Ben Türkiyemin sevgi seliyim.
Kin ve nefretle işim yok benim.
Gönüllerdir mekânım, evim.
Ben candan, gönülden severim.
Ben öğretmenim...

Ben bir öğretmenim,
Susuzluktan kuruyup çatlayan dudakların,
Kavrulup yanan çorak toprakların,
Bin hasretle beklediği can suyuyum.
Ben garibin,ben mazlumun umuduyum.
Yarınlar elbet benimdir, ebed benim.
Sizlersiniz benim geleceğim.
Canım,sevgili öğrencilerim.
Minik kalbinizde, minicik bir yer isterim.
Ben “Ahmet Öğretmen “ im.


Ahmet ALPTEKİN
 

Öğretmenim
   
Sevgiyle açan gül gibi
Güle aşık bülbül gibi
Yandın verirken sevgiyi
Küller sizin, öğretmenim.

Bülbülün aşık olduğu.
Onun içın kahrolduğu
Yakanızda yer bulduğu
Güller sizin, öğretmenim.

Hoş sobbetle dostluk eken
Onlarda.olamaz diken
Yilanı delikten çeken
Diller sizin, öğretmenim.

Ondan asla olmaz bıkan
Hasreti sîneyi yakan
Burcu burcu vatan kokan
İller sizin, öğretmenim.

Zararlıdır içki tütün
Hatırı var kahve sütün
Doğruluğa giden bütün
Yollar sizin, öğretmenim.

Sizden maharet kazanan
İlim ve fenle bezenen
Bütün ülkeye uzanan
Dallar sizin, öğretmenim.

Hâtıralar bir bir akar.
Hayâliniz her an bakar.
Anber gibi sevgi kokar
Yeller sizin, öğretmenim.

Şiir yazsam dizi dizi
Yine anlatamam sizi
Kucaklayan her an bizi
Kollar sizin, öğretmenim.

Ayrılsa acı çektiği
Sevgiyle diller döktüğü
Milletin sevgiyle öptüğü
Eller sizin, öğretmenim.
 
Mustafa Zincirkıran
 
 
 
Öğretmenim

Işıl ışıl gözlerine
Acı-tatlı sözlerine
Apaydınlık özlerine
Hayran olam öğretmenim.
Tebeşirli ellerine
Şarkı, türkü dillerine
Ufuktaki gözlerine
Kurban olam öğretmenim.
A’dan Z’ye tek başına
Güzel ahlak savaşına
Katıksız olan aşına
Ayran olam öğretmenim.
Alev alev, ışık ışık
Ilim, irfanla karışık
Dostla, düşmanla barışık
Sevgi sana öğretmenim
 
Abdülkadir Güler
 
 
Öğretmenim
   
Size “Öğretmenim” derken bile
Bütün benliğim ve samimiyetimle irkiliyor
Ve özlüyorum sizi.
Öğretmenim,
Hani siz bana dost olmuştunuz.
Bir gün baba, bir gün ana, bir gün kardeş olmuştunuz.
Öğretmenim, hani hatırlarsınız
Altı yaşındaydım, ürkek, çekingen, yalnız.
Yuvasından yeni uçmuş bir serçe gibi
Ağlamıştım önünüzde, sarılmıştınız ya.
O günlerde tanımıştım sizi.
Öğretmenim,
Bana ilk sevdayı siz öğrettiniz,
Ben yıllar sonra hep saf ve temiz kalacak bir aşka düştüm, bilmezsiniz
Sizin sayenizde.
Bana Leyla ile Mecnun’ u siz anlatmıştınız.
Ben vatan diye bir köyümü bilirdim
Gerçek vatanı, sılayı bana siz öğrettiniz.
Ceketimin düğmesini titrek ellerimle ilikleyememiştim de
Siz öğretmiştiniz.
İnanın o gün, bu gün hep doğru ilikledim
Öğretmenim,
Hani gelirdiniz evimize,
O garip, mütevâzı şirin evimize.
Ben ürkek, utangaç, köşede süzülüp hep sizi seyrederdim.
Size bakar, hep öğretmen olmak isterdim
Bana bu kutsi mesleği siz sevdirdiniz.
Bir gün, gelip size: “Neden öğretmen oldunuz? ” demişlerdi
Siz de: “Ben bir toprak olmak istedim,
Bana tohum versinler yeşerteyim dedim.
Allah da bu mübarek görevi bana verdi.” Demiştiniz.
Ben de toprak olmak istedim hep.
Öğretmenim,
Beni duyuyor musunuz? Eminim duyarsınız.
Çünkü, arka sırada gizli ağlardım duyardınız.
Hiç eksik olmayan yaralarıma
İlk ilacı siz almadınız mı zaten?
Öğretmenim,
Gönlümde bir ateş yaktınız
Gittiğinizden beri hiç sönmedi.
Hani: “Gidiyorum.” demiştiniz ya,
İçimden ne çok “Gitme! ” diye yalvardım
Ama size duyuramadım.
“Hayrola, elimizi son defa öpmek yok mu? ” demiştiniz ya,
Nasıl da size sarılıp ağlamıştım.
O gün, o ekim ayında, ayın on sekizinde.
Sade siz gitmediniz, kalbimi de rehin götürdünüz beraberinizde
Sonra hicranlı günlerimin birinde, mektubunuz geldi
Bayramdı o gün.
Sonra sayenizde bayramlarım çoğaldı.
Ve ansızın kesiliverdi,
O güzel, paha biçilmez mektuplarınız.
Bilseniz size ne çok kırıldım.
Öğretmenim,
Size ilk sarılıp ağladığım gün
Göz yaşlarım kalmış ceketinizde.
Belki ondan.
O gün “Öğretmen olacağım.” dedim.
Size duyuramadım, doksan beşte öğretmen oldum.
İnanın sizin gibi.
Öğrencilerimi sizin gibi ulvice sevdim, ama belli etmedim
Rüyama bile girdiler inanın.
Onlara hep sizi anlattım.
Hani demiştiniz: “Öğretmen Mecnun olmalı, talebeleri Leyla.”
Onları öyle sevmeli.
Sonra demiştiniz:
“Sizler Allah’ın bana birer emanetisiniz.”
İnanın öğretmenim hiç unutmadım.
Size kızmıştım,
Bana yazmıyor diye, ve son mektubunuzda:
“Belki bu sana yazdığım son mektup” yazdınız diye.
Öğretmenim, bir de öğrendim ki,
Mübarek dediğiniz toprak olmuşsunuz.
Ağlaya ağlaya mezarınıza geldim, biliyorsunuz.
Orada da boş durmamışsınız,
Yeşertmişsiniz tohumları,
Yemyeşildi mezarın üstü.
Ben sizi unutmadım öğretmenim,
Okulların her açıldığında “Fatiha” okuyorum,
Her 24 Kasımda “Yasin”
Öğretmenim,
Geçen rüyama girdiniz,
“Öğrencilerimi özledim.” dediniz.
Size hak veriyorum
Bizler de sizi çok özledik.
Ama öğretmenim bir korku var içimde,
Ben sizin gibi olabilecek miyim?
Emanetlerin hakkını verebilecek miyim?
Çok korkuyorum öğretmenim, çok
Acaba ayrılınca dünyadan sessiz, sedasız
Kalınca toprakta yalnız.
Beni de arayan, soran olacak mı?
Öğrencilerim arayıp mezarımı bulacak mı?
Ruhuma fatiha okuyacak mı?
Çok korkuyorum öğretmenim çok.
Ne olur destek olun, moral verin,
Yine ansızın rüyama girin,
Her şeye rağmen onları “Sev! ” deyin.
Ne olur öğretmenim,
Bu sizden son dileğim, son arzum olsun.
Hakkınızı helal edin, ruhunuz şad olsun!
Sabri SALMAN 
 
Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun
   
 
Öğretmenim
   
Vurulmuş göğsünden kanlar içinde,
Bayrağa sarılı eller üstünde,
Kalplere gömülmüş toprak yerine
Sen görev şehidisin, öğretmenim.

Kalbi ağlar iken gözleri gülen,
Nice zorluklarla bize ders veren,
Aldığı maaşla zar zor geçinen,
Sen emek yiğidisin, öğretmenim.

Limon satar iken kendi sıkılır,
İşportacılıkta kızarıp, dili tutulur,
En çok sevilir, hep unutulur,
Unutanları da sen yetiştirdin, öğretmenim.

Önceden altındın döndün bir pula,
“ Kırk yıl köle olacaklar “ döndürdü kula,
Elinde bir valiz düşersin yola,
Yollar yürümekle biter, öğretmenim.


Öğretmenler gününde başlar tacısın.
Devlet kurtaran, vatan ilacısın,
Üç yüz altmış dört gün bilmem necisin,
Bir tek gün sana yeter mi, öğretmenim ?

Sanma ki, riyakâr nutuklar biter,
Sahte gülücükler dostluklar yiter,
Bu böyle gelmiş, böyle de gider,
Sakın kırılma, darılma, öğretmenim.

Ne şefkatin biter ne de sevgin,
Dün nasıl isen ölesin bugün,
Görevin kutsal, kalbin çok zengin,
Şu küçücük yürekler sana yeter, öğretmenim.
 
Bülent Eraslan


Öğretmen
   
Ana baba gibi emeği vardır
Ağızdır, lisandır, dildir öğretmen
Sevgisi, şefkati insana yardır
Vücuttur kanattır koldur öğretmen

Talebe okulun yeşil fidanı
Yanan bir ocağın sönmez dumanı
Öğretmendir yaraların dermanı
Arıdır, kovandır, baldır öğretmen

Öğretmendir bize gösteren yolu
Odur talebenin kanadı kolu
Öğretmen hazinedir, doludur dolu
Yapraktır, ağaçtır, daldır öğretmen

Öğretmendir fabrikanın temeli
Öğretmendir bütün dünyanın dili
Bütün insanlara uzanır eli
Bize ışık tutan yoldur öğretmen

Öğretmendir ışık veren dünyaya
Öğretmendir bizi götüren aya
Öğretmenin ilmi benzer deryaya
Irmaktır denizdir göldür öğretmen

Sende yetişmiştir nice paşalar
Öğretmensiz açılır mı kapılar
Temelinden sağlam olan yapılar
Çobanoğlu der ki güldür öğretmen
 
Murat Çobanoğlu
 
 
 
Öğretmen
   

Kaynağı bilgiden bir pınar gibi
Susuz gönüllere akar öğretmen
Yüreği alevden bir fener gibi
Karanlığa ışık yakar öğretmen

Çağdaş Türkiye'dir bir tek dileği
Öğretmek aşkıyla dolu yüreği
Kalem kazmasıdır defter küreği
Cehalet dağını yıkar öğretmen

Ülküsü yükselmek bilimde fende
Hedefi hep aynı dünde bugünde
Dağ kadar engel de olsa önünde
Yarına umutla bakar öğretmen

Onunla çözülür binlerce soru
Bilimle fetheder kaleyi suru
Çileli meslekte görüp de zoru
Sanmayın usanır bıkar öğretmen

Yıkılmaz köprüdür bir çağdan çağa
Kuru bir çalıyı dönderir bağa
Sabırla sürdüğü kıraç toprağa
Bilgi tohumları eker öğretmen

Onun eseridir bakan başbakan
İşadamı doktor mühendis çıkan
Onları zirvede gördüğü zaman
Sevinçten göklere çıkar öğretmen

Yüzüne yansımaz çektiği çile
Okutur öğretir tatlı bir dille
24 Kasımda bir demet gülle
Mutluluk gözyaşı döker öğretmen
 
İlyas Özmen
 
 
 
Ben Köy Öğretmeniyim
   
 

Bir dağ köyünün tezek kokan damında
Hayır yoksa ne penceresinde,ne camında
Sıralar kırılmış tavan akıyorsa
Birde memleket sevdası yüreğini yakıyorsa
Arama başkalarını ben ordayım
Merak mı ettin kim olduğumu?
Ben köy öğretmeniyim

Her sabahın alaca karanlığında
Yeni bir hayalle derse koşarım
Tamamsa talebem,hazırsa konum
Mutlu bir gün yaşarım.
Dert etmem altının ıslanmasını
Burnunun akmasını
Bir ana şefkatiyle kendim yıkarım
Onlar benim yavrularım
Gözüm gibi bakarım

Ben köy öğretmeniyim
Teftiş kaygısı bağlamaz beni
İyi gelmiş kötü gelmiş
Umurumda değil
Vicdanımla başbaşayım
Allah’ın huzurunda
Milli his uyandırmışsam ne mutlu bana
Fidanlarımın ruhunda

Ben köy öğretmeniyim
İçim neyse dışımda odur
Karşı dağın yamaçlarına sorun
Ünitemin amaçlarına sorun
Sorun; Ali’me,Mehmet’ime Ayşe’me
Elif Bacıma,Hasan Emmime,Hüsne Nineme
Sorun; çil horoza,al taya,karabaşa
Sarı danaya,al boğaya,serçe kuşa
Hepsi tanırlar beni
Ben onlardan biriyim
Çünkü; Köy öğretmeniyim

Ne laboratuar bulursun okulumda
Ne harita
Ne odun,ne soba
Bir kere yanmaya görsün çatılar
Ne su bulursun,ne kova
Acıdır söylemesi ama;
Ne düzgün bir sıra,
Ne iyi bir karatahta

Ben köy öğretmeniyim
Yokluklar içinde varlık
Size fidanlarımı anlatayım
Benim fidanlarım
Daha küçük
El kadarcık.
Ben onlarla varım
Onlarla yaşarım,
Onlarla kalkar
Onlarla düşerim.
Bakmayın tebeşir kaplı suratıma
Ütüsüz ceketime,eski kravatıma
Benimle dünyaya bakanlar var
Benimle çağlayıp akanlar var
Peygamber mesleği benim mesleğim
Öğünerek söylerim her zaman
Ben köy öğretmeniyim
Ben köy öğretmeniyim
 
Ahmet Kaytancı
 
 
 
Öğretmenim
   
Beni sev öğretmenim.
Çünkü sen,
beni sevdiğin kadar öğretmensin.
Ve ben,
sevildiğim sürece severim.
Bana kavgayı ve kini değil,
bana sevgiyle bakmayı
ve insancıl olmayı öğret öğretmenim.
Uzak durma öyle.
Nolursun tiksinme benden.
ellerinle,
bilincinle,
yüreğinle
beni yeniden yarat öğretmenim.
ellerimi tut,
saçlarımı okşa.
Gözlerini gözlerimden
kaçırma nolursun öğretmenim.
Öyleki,
bakışların yüreğimi ısıtsın.
Sınıfta rehberim,
oyunda arkadaşım,
genel yaşamda onurum ol öğretmenim.
Çağdaşlıkta en önde,
sevgide
gönderdeki bayrak ol öğretmenim.
Çünkü ben;
senin gibi bakmak,
senin gibi gülmek,
senin gibi konuşmak,
senin gibi yürümek,
senin gibi 'adam' olmak,
geleceğe umut olmak istiyorum.
Ne olursun,
karşımda çatık kaşlı,
ekşi suratlı,
hele hele eli sopalı
durma öğretmenim.
Sözde değil elbet,
özde rehberim ol.
Sözünle özün çelişmesin.
Dayanamam,
dayanamam öğretmenim.
Matematiği bilmezsem kızma,
Türkçe'yi biliyorum ya;
güzel resimler yapıyorum ya,
şarkılar söyleyip,
arkadaşlarımla elele
oyunlar oynuyorum ya! ...
Ağustos Böceği ile Karınca'yı,
Kırmızı Başlıklı Kız'ı,
Keloğlan'ı,
Nasrettin Hoca'yı biliyorum ya...
Belki ileride
bilmediklerimi de öğrenirim.
Yeter ki beni sev,
beni destekle,
bana güven öğretmenim.
Sen bana,
sana güvenenler de
geleceğe güvensinler öğretmenim.
 
Resul Üstün
 
 
 
Öğretmen-2
   
 

Sevgi yuvasına bende alıştım
Bilgi öğrenmeye yöndür öğretmen
Öğretmenle ilk okulda tanıştım
Okul öğrenciye öndür öğretmen

Okul öğrencinin temel yuvası
Öğretmen çocuğun ana babası
Öğrenciye katar ilim mayası
Ana baba gibi candır öğretmen

Öğretmenim tutar benim elimi
Bülbül gibi konuşturur dilimi
Fidan yetiştirir sever gülünü
Aydınlık ziyası nurdur öğretmen

Öğretmenler cehaletle savaşır
Gece gündüz durmaz candan çalışır
Dertlerime ortak olur paylaşır
Damarda dolaşan kandır öğretmen

Öğretmendir insanlığı öğreten
Birlik beraberlik fikir üreten
Bilim makamını sensin yöneten
Cehalete karşı surdur öğretmen

Tuncay okumasa cahil kalırdım
Kalem tutmasaydım mahcup olurdum
Öğretmensiz kitap nasıl okurdum
Sevgi saygım size vardır öğretmen
 
Tuncay Akdeniz
 
 
 
Öğretmen
   
Cehalete savaş açan korkusuz.
Karanlığa ışık, kudret öğretmen.
Her çağın rehberi, roketteki hız.
Hüneri sayılmaz şöhret öğretmen.

Beyinlere ışık, doğa yeşili.
İlim irfan çizer hep tebeşiri.
Onunla kalkınır köyü şehiri.
Tembele hız veren gayret öğretmen.

Hangi meslekte var, verir almadan.
Karanlığa ışık saçar yılmadan.
Dünyada bir yeri yurdu olmadan.
İnsana fedakar servet öğretmen.

Güldürmek gayesi,kendi gülmeden.
Her insan mimarı ayrım bilmeden.
Görevi son bulmaz kendi ölmeden.
Gelecek nesile şefkat öğretmen

Ata’nın çizdiği yolun yolcusu.
Çağdaş uygarlığa ermek sancısı.
Gelin yüceltelim kardeş bacısı.
Aydınlık yarına bir şart öğretmen.

Yorulan elini öper Sığırtmaç.
Sensin şifa yurda, sendedir ilaç.
Aç, açıkta kalsan, olsan da muhtaç.
Yine de etmezsin hiç dert öğretmen.
 
Hüseyin Sığırtmaç
 
 
 
Şehit Öğretmenlerime
   
Çile çeşmesinden sabır suyu içen
Dikenli yollardan yalınayak geçen
Kurumuş ağaçtan çiçek açan
İflas etmiş beyinlere ışık saçan öğretmenim.

Gönüllere sevgi,kalplere destan yazan
Katılaşmış kalplerdeki mührü bozan
Türklük haritasını yeniden çizen
İnsan mühendisi alperen öğretmenim.

Malazgirt'te Alparslan'ın
İstanbul'da Fatih'in
Kafkaslar'da Şeyh Şamil'in
Tarihe damgasını vuranların mimarısın öğretmenim.

Kor olmuş ateşin küllerini
Sen açtın konuşmayanın dillerini
Sevindirdin yine yediveren güllerini
Öpüyorum ellerinden öğretmenim.

Şehit öğretmenim sana selam olsun
Sana kurşun sıkan eller kırılsın
Onları kalemimle idam edeceğime andolsun
Sen ölmedin,kalbimizdesin öğretmenim.

Senin için ne yazsak haklıdır
İsmin kutsal,hizmetin köklüdür
Kıymetin tarihte saklıdır
Tarih anlatmakla bitmez öğretmenim.

Umut oldun hep yücelerde
Biliyorum, uykusuz kaldın gecelerde
Öksüz ve yetim kaldı yavruların hecelerde
Çıkmazmı öksüz ve yetimlerin ahı öğretmenim?

Acıyorum bir avuç eşkiya sürüsüne
Onların topu yetmez öğretmenin birisine
Hele dön de bir bak gerisine
Güneşin ışığı biter mi öğretmenim?

Mekanın cennet,ruhun şad olsun
Attığın tohumlar öğretmen olsun
Kalemin kılıç,silgin eşkiya silsin
Vasiyetin yerine getirilecek öğretmenim.
 
Kemal Mert
 
 
 
 
Öğretmenim
   
Kırk yıl köle olduk bir harf başına
Yirmi dokuz kırk yıl can öğretmenim
Seninle başladık Hak savaşına
Hak için vücutta kan öğretmenim

İdeal sineler sende canlanır
Yok olur karanlık dün aydınlanır
Şanlıdır bu nesil tekrar şanlanır
Karanlık gecede tan öğretmenim

Bal akıtır dilin aldım tadını
Verir senin Allah hak muradını
İkra ile aldık sevdik bu dini
Kutsaldır vazifen din öğretmenim

Vuslat penceresi senle açılır
Çağdaş muassıra senle geçilir
İstikbal sendedir ilim seçilir
Arife ne tarif sen öğretmenim

Ülkem bedeniyle sana emanet
Sana gönül bağlar sende hakikat
Görecektir ülkem senle saadet
Kadrini bilirim can öğretmenim

Ömer Ekinci Micingirt
 

Öğretmen
   
Kalem ile deler cehlin dağını,
Aydınlığa bir yol açar öğretmen
Kapatır öfkenin, kinin çağını,
Gönüllere sevgi saçar öğretmen.

O dur yarınların gerçek güvenci,
Okutur çocuğu, eğitir genci,
Pilot olduğunda küçük öğrenci,
Yükselir göklere uçar öğretmen.

Devlete temeldir, millete maya,
Tarla yapmış yurdu bir boydan boya,
Kocaman şehirden küçücük köye,
Sevgi eker, saygı biçer öğretmen.

Gündüzün dostudur, gecenin hasmı,
Onunla çizilir yarının resmi,
Doğacak çocuğa verilir ismi,
Nesilden nesile geçer öğretmen.

Saygısı sonsuzdur Milli Marş'ına,
Teslim olmaz asla hain kurşuna,
Şehit olur yine çıkar karşına,
İşte böyle bir ant içer öğretmen.

Herkesin derdine dağıtır şifa,
Memnundur işinden, çekse de cefa,
Gelirse dünyaya ikinci defa,
Yine bu mesleği seçer öğretmen.

Sarılırken kefen yorgun bedene,
Son dersini verir yolcu edene,
Benzemez öyle her gelip gidene,
Koca bir dağ gibi göçer öğretmen.
 
Rasim Köroğlu


 
 
  Bugün 31 ziyaretçi (38 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol